26 Ağustos 2013 Pazartesi

Warm Bodies: Sıcak Kalpler


Arkadaşlarla bir araya gelirseniz yapılacak şeyler açıktır, en azından bayanlar için. Hunharca fotoğraf çekmek - haberim yokmuş gibi çek - kahve eşliğinde dedikodular, fala bakıp atıp tutmalar ve tabi ki geceleri film geceniz olur. Açıkçası arkadaşlarımla bunları yapmaktan ayrı keyif alıyorum. Gerçi o günlerinde lise dönemini kapatmakla geride kaldığını düşünüyorum ama hayırlısı.
Öncelikle ben korku sevmiyorum. İnsan bir hafta etkisinden çıkamıyor, bir ay boyunca sağını solunu kontrol etmeden edemiyor, bir ömür boyu aklına geldikçe bu senaryo tekrarlanıp duruyor. Kızlar ne kadar korku izleyelim deseler de kabul etmedim, etmem. En son izlediğim korku filmi Halka'ydı. Affedersiniz o korku filmi bile sayılmıyormuş, sonradan öğrendim. Eh ne izleyelim derken vampir, kurt adam olmayan bir şey olsun dedik. Bu filmde karar kıldık.


Ve pişman olmadık. Dünyayı bir virüs sarmış ve bunun sonunda insanlar zombi oluyorlar. Korunan sadece ufacık bir şehir kalmış. Ancak imkanlar kısıtlı. Palmer isimli kızımızın da bulunduğu bir ekip ilaç ihtiyacını karşılayabilmek için şehirden çıkıyorlar ve zombi baskınına uğruyorlar. Ve bu baskında erkek karakterimiz "R" da var. Zombi arkadaşlarıyla Palmer'ın tüm arkadaşlarını afiyetle yiyen R, Palmer'i yemeyip yanına alıyor ve ona aslında hissetmemesi gereken bazı duygular hissetmeye başlıyor. Adam zombi sonuçta, tek derdi insan yemek -olması gerekirdi-. Velhasıl kıza beslediği duygular sonucunda zombiler arasında kurtuluş yolu da aralanmış oluyor.


Bu arada zombilerimiz hep zombi kalmıyorlar. Ne zaman umutlarını yitiriyorlar, ruhlarını kaybediyorlar işte o zaman kemik oluyorlar. Kemikler zombilerden daha beterler. Öyle ki zombiler bile kemiklerden korkuyor. (bkz: yukarıdaki fotoğraf)


R -bu arada adını hatırlamayıp sadece baş harfini hatırlayabildiği için adına R koydular- kızı saklayıp ona olabildiğince insanca davranmaya çalışır. Tabi bir zombi bunu kırık kelime hazinesi ile ne kadar yapabilir? R'ın yapabildiği kadar. Palmer başta çok korksa da zamanla R'a alışır ancak kız evine gitmek ister. Yalnız bir zombinin böyle olmadığını çok iyi bildiği için R'daki farklılığı fark eder. R Palmer'i şehre götürürken zombiler peşlerine takılır fakat R onlara karşı gelir. R'ın iki kelimeden fazla muhabbet kurmadığı -kuramadığı- arkadaşı ise Ona destek olur. Sonra bir bakmışlar bütün zombiler yollarından çekiliyor. İşte bundan sonra onlar da insani duygular beslemeye başladıklarını anlarlar. Burdan sonra başlar asıl mücadele. Daha fazla anlatırsam tadı kaçacak, o yüzden şiddetle izlemeniz tavsiye ediyorum. Son olarak;


Kristen Stewart ve Teresa Palmer'ın ne kadar çok benzediğini izlediğiniz zaman siz de fark edeceksiniz. 
İyi seyirler!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder